02 Şubat 2013

KARANLIK MİSAFİRİM


Beynimde otururken karanlık
Dökülür ağzımdan kelimeler
Küfür ya da şiir ne fark eder?
Sonrası pişmanlık.

Kırılmış yüzler ve siz saygıdeğer parçaları
Aslında hiç üzmek istemediğim.
Soruyorum.
Neden hep
Ben yalnızken
Çalıyorsunuz kapımı?
Ya da neden dostlarımın arasında
Fark edilmiyorsunuz?

Ah bir çözebilsem!
Uçu bucağı olmayan
Merdiveninden
Tırmanabilsem
Sonsuza
Ve belki de bilinmeyene.

Haznende büyüyen
Bunca nedene rağmen
Belki günün birinde
Bir çiçek besler
Seni ve gözlerini
Filizlenir derinliklerinde
Eteklerinde birleşmek üzere
Işığı sızdırır gözlerinden öteye.

Yeşili bilir misin?
Mutluluğu tattırabilir belki sana
Ya da uzaklaştırabilir ölümü;
Siyahtan sonra

Kaldır peçeni ey karanlık !
Aç pencereni de al kuşları içeriye
Ve ayak uydur kanat çırpışlarına
Hiç durmadan
Kimsesizce
Doğanın öpücüğü yetecek
Ebediyetin yaklaşana dek.

HANDE AKAR
5 Ağustos 1997/ ODA

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder