" Az gelişmiş dünya halkları emperyalizme karşı bir savaş
verirken gençlik bunun dışında kalamaz. Biz daima ezilenlerden yana çıkmak
zorundayız. Eğer bizim kavgamız anti-emperyalist kavganın paralelinde
yürümezse, ayaklarımız havada kalır (!) "
19 Kasım 1968 tarihli Türk Solu Dergisi'nin 13.Sayısında,
gençliğin anti-emperyalist kavgasını niteliyor Deniz Gezmiş. Ve tarih 6 Mayıs
1972. Bu davaya inanan ve mücadele eden arkadaşları Hüseyin İnan ve Yusuf Aslan
ile beraber idam ediliyor. Dar ağacında fidanlar birer birer devriliyor.
Devrimci gençlik nefessiz, soluksuz bırakılıyor.
Malumunuz üzere CKM' de katıldığım etkinlik 10 Haziran 2013
tarihine kadar devam edecek olan " Bir avuçtular, Deniz oldular..."
sergisi. Hala görmediyseniz gidin. Hem yazınsal hem de görsel verilerle
hafızanızda izler bırakacak bir sergi. Kronolojik tarihe birçok açıdan bakış,
Bedri Baykam' ın derin darbeli fırça izleri, gazeteler, şiirler, biyografik
bilgilerle epey zaman geçireceğiniz bir etkinlik. Etkilendim elbet. Zaten
yabancı olmadığım bir dönemin içinde buluverdim kendimi. Yaşadıklarını yaşamaya
çalıştım. Hissettiklerini hissetmeye. Ailelerinin, yakınlarının yerine koydum
kendimi. İçim bir daha bir daha yandı. Üzerine B Salonu' ndaki Yoga Academcy'
nin düzenlediği " Doğru nefes ve nefes alma teknikleri " pek iyi
gitmese de.
Düşünüyorum. Kalem kırmak kolay mı diye?
Hani tekrarlanması temenni edilmeyen bir eylemdi ?
Bunun için mi en son 1984 yılına kadar kırılmaya devam etti?
Kırdığınız her bir kalem saklandığınız kuytularda sizi içten içe
kemirmedi mi?
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder